34,6775$% 0
36,4318€% -0.13
2.931,98%0,03
4.956,00%0,06
9.636,12%-0,25
3188300฿%-1.90013
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan soL TV’de Gündem Özel programında Gökhan Kazbek’in sorularını yanıtladı.
Akşener’in altılı masadan ayrılışını değerlendiren Okuyan, zayıf bir argümanla çıktığını söyledi ve Akşener’in ismini zikrettiği iki kişinin Kılıçdaroğlu’na bağlılık açıklaması yapmasının bu çıkışı boşa düşürmüş gibi göründüğünü sözlerine ekleyerek başladı.
Halkın aldatılması, ihanet gibi ifadelerin kullanılmasının tuhaflığına dikkat çeken Okuyan, “Bizim TKP olarak değerlendirmemiz çok net. Parti olarak altılı masaya dair sözümüzü defalarca söyledik ve bize çok kızdılar. Akşener’in bunu yapması mı gerekiyordu bunun görülmesi için? Ya da masadaki diğer isimler… Onların da kim olduğunu biliyoruz. Şimdi bu isimler yarın benzer bir durum olduğunda karşımıza çıktığında yine şaşıracak mıyız?” diye sordu.
Geçmişinizden ancak gerçek bir muhasebe yaparak kurtulabilirsiniz
Akşener’in ülkenin karşı devrimci figürlerinin başında geldiğini başından beri söylediklerini dile getiren Okuyan, “Biz falcı olduğumuz için değil, bu figürlerin hangi temellerde siyaset yaptığını iyi bildiğimiz için bunları söylüyorduk.” dedi. İnsanların geçmişlerinden ancak gerçek bir muhasebe yapmaları durumunda kopabileceğini söyleyen Okuyan, “Akşener cephesinde böyle bir hesaplaşma yaşandı mı; hayır. 1990’lardaki Akşener’i düşünürsek, ne özgürlüğü, ne insan hakları, ne adaletinden bahsedebiliriz? Bunlarla bir hesaplaşması olmadı. İnsanlar kendini aldatmaktan vazgeçsinler artık. Çok kolay aldanır hale geldik ve şimdi yine devam ediliyor. Akşener masadan kalkınca daha iyi olduğunu düşünenler var.” ifadelerini kullandı.
“Kılıçdaroğlu’nun ülkücü hareketi yapması etikse Akşener’in davranışı da etik”
Siyasette güç dengelerine göre manevralar yapılabileceğini, yeni konumlar alınabileceğini söyleyen Okuyan, “Ama sahtekarlık yapmazsınız, tutarlı olmaya çalışırsınız.” dedi. Akşener’in davranışının siyasi etik açısından problemli olduğunu söyleyen TKP Genel Sekreteri, öte yandan bu problemin Akşener’in tepkisiyle başlamadığını belirtti ve şöyle devam etti:
“Örneğin Kılıçdaroğlu’nun ikide bir ülkücü işareti yapması problem değil mi? Bu etik mi? Bu etikse Akşener’inki de etik. Kılıçdaroğlu ülkücü hissedebilir kendisini ama CHP içinde biliyoruz ki milyonlarca seçmen buna itiraz eder. Tutarlılık yok, ilkeler yok, günlük pozisyonlar üzerine kurulu siyaset anlayışının terkedilmesi lazım. TKP çok net ifade etmeye çalışıyor kendi duruşunu, “Siz dün böyle diyordunuz, bugün böyle” diyemesin kimse diye. Tabii ki bizim de boşa düştüğümüz başlıklar oluyor. Bazen öyle bir gelişme oluyor ki bir hafta önce dediğinizi değiştirmeniz gerekiyor. Bunu kastetmiyorum temel şeylerden bahsediyorum. Bugün siyasette yaşanan bu tablo bu ülkede siyasi etiği en fazla ayaklar altına alan AKP iktidarını rahatlattı. İnsanların bu masaya bakınca gördükleri şey, Türkiye’yi ayağa kaldıracak bir seçenek değil. Beceriksizlik, tutarsızlık, güvensizlik var. Yıllarca bunu AKP’ye yakıştırıyorduk.”
“Akşener’in adaylığının rüzgar estirmesi mümkün değil”
Farklı görüşteki insanların bir araya gelip, farklılıklarını koruyup bunu “birlik” diye yutturdukları ve sonra darmadağın oldukları bir tabloda TKP’nin olmayacağını söyleyen Okuyan, TKP’nin her örgütünün, her üyesinin, her yöneticisinin aynı doğrultuyu göstermeye çalıştığını belirtti. “Buna uymayan birlikteliklerin yaşama şansı yok. Dolayısıyla altılı masada olan şey malumdu hepimize. Seçimden önce olmasa seçimden sonra olacaktı.” diyen Okuyan, Akşener’in kendi adaylığının büyük bir rüzgar estirmesinin mümkün olmadığını söyledi. Okuyan sözlerine şöyle devam etti:
“Şu anda hangi savunmayı yaparsa yapsın millet ittifakını destekleyen kesimin büyük çoğunluğu Akşener’e kızıyor. Hatta İmamoğlu’nun adaylığını daha önce destekleyen kesim bile. Dolayısıyla Akşener masayı sabote etmiş kişi. İkincisi öyle bir kart açtı ki. Yavaş’ı geçtim ama İmamoğlu partisine rağmen aday olmaya kalksa bu sefer de ihanet etmiş kişi olacaktı. Bunu dünyanın en hırslı kişisi dahi göze alamaz. Dolayısıyla Akşener bu saatten sonra başka bir oyunun parçası olabilir. Çünkü kendi adaylığı da masa krizinden önceki ağırlığını ortadan kaldırır. Akşener’in kendisini sevindirecek bir sonuç alabileceğini sanmıyorum.”
“Akşener’in Erdoğan’ı başta destekleyeceğini düşünmüyorum”
Akşener’in hamlesi sonrası Erdoğan’ın elinin güçlendiğini düşünmek gerektiğini belirten Kemal Okuyan, “Ben Akşener’in hamlesinde uzun vadeli, Erdoğan’la ilgili sermaye çevrelerinin, devletin içerisinde bir kanadın ve emperyalist merkezlerin buldukları bir formülle ilgili olabileceğini düşünüyorum. Ve önümüzdeki günlerde Erdoğan’ın seçim sürecinde izleyeceği performansın etkili olabileceğini düşünüyorum. Şimdi ilk başta Akşener’in Erdoğan’ı destekleyeceğini düşünmüyorum.” dedi.
Akşener’in hamlesi Erdoğan’ın seçimi yeniden kazanması stratejisinin bir ürünü olabilir
Sermaye sınıfının, TÜSİAD’ın, emperyalist ülkelerin ve hatta devletin içindeki unsurların bir süredir Erdoğan’dan rahatsızlık duyduğunun ortada olduğunu söyleyen TKP Genel Sekreteri, öte yandan Erdoğan’dan vazgeçmeyip Erdoğan’ı belli bir projeye ikna etmek isteyen çevreler olduğunu da dile getirdi. Akşener’in hamlesinin ise bir öfke nöbetinin sonucuysa düzeltilebileceğini belirten Okuyan, “Ama stratejik hesabın parçasıysa bu Erdoğan’ın seçimi yeniden kazanması halinde, seçim sonrasında Erdoğan’ın nasıl oyun kuracağıyla ilgili bir hesabın ürünüdür.” diye konuştu.
Meseleyi iki ittifak arasındaki çekişmeye daraltmayı doğru bulmadığını söyleyen Okuyan, Türkiye’de sermaye sınıfının hem ekonomik, hem siyasi açıdan düzenin meşruiyetinin toparlanma gibi bir derdi olduğuna ve TÜSİAD çevresinin orya çıkan tablodan rahatsız olduğuna vurgu yaptı ve şöyle devam etti:
“Devlet içerisindeki hem askeri, hem güvenlik büroksisi, hem sivil bürokrasi rahatsız. Deprem yönetilemez bir ülke ortaya çıkarttı onlar açısından. Büyük bir tepki var halkta. Buradan nasıl çıkartacaklar bu sistemi, bu sömürü düzenini nasıl devam ettirecekler? Burada Erdoğan’dan kurtulma fikri gündeme geliyor, hazırlıklarını yapıyorlar. Ama bu fikir onlar açısından güvenli, inandırıcı, garantili bir alternatif çıkarmadı. Erdoğan hâlâ güçlü. Ama Erdoğan’ı da yönetmeleri lazım. Deprem Erdoğan’ı yönetmelerini kolaylaştırdı, depremden Erdoğan yara aldı. Dolayısıyla Akşener hamlesiyle seçim sonrasına dönük stratejik bir hesap yapılıyor. Akşener bunu kendisi yapmıyor olabilir, buraya ittiriliyor olabilir. Öte yandan şu bir gerçek, Türkiye’de Erdoğan’ın bugünkü gibi devam edebileceğini söyleyen herkes ya tribüne oynuyordur, Erdoğan o kadar güçlü değil. Erdoğan seçimi kazansa dahi ciddi darbe yemiş bir siyasetçi. O yüzden Türkiye’nin önümüzdeki döneminde cemaatle yeniden nikah tazeleyen bir AKP dahi mümkün. Çünkü deprem sonrasında NATO’dan, ABD’den, AB’den gelen baskı ve gelen sinyallere dikkatle bakıldığında “Siz yönetemiyorsunuz bizim size yardım etmemiz gerek” mesajı veriliyor.”
TKP açısından o masa yok hükmünde
Gökhan Kazbek “Kılıçdaroğlu’nun Halil İbrahim sofrası çağrısının muhatabı HDP mi?” sorusuna Okuyan’ın yanıtı şöyle oldu:
“HDP zaten millet ittifakı tarafından muhatap alınmak isteyen bir parti başından beri. İYİP bu tavrını geri alsaydı HDP İYİP’le de oturacaktı masaya. Bu HDP’nin yaklaşımı. Ama basında ve kamuoyunda HDP ikna olduğunda bu sosyalist solu da kapsar gibi bir algı var. Bir kere bu algının kırılması lazım. Kendi açılarından haklılıkları vardır. Ama diğer taraftan Türkiye’de biz o masada yer almak istemeyen başkaları da olduğunu düşünüyoruz. Ben TKP açısından şunu açık söylüyorum: Bizim açımızdan o masa yok hükmünde. “Akşener gitsin o masaya sosyalist sol da dahil olsun” temennisini bize samimi olarak ileten dostlarımız da var. Biz o masada hiçbir şekilde olmayız. Erdoğan karşıtlığı, AKP karşıtlığı bir tarafta… Bütün bunların dışında hep söylediğimiz ilkelerimiz var, o masaya baktığımızda bize dair bir şey görmüyoruz.”
Akşener’in kalktığı koltuğa TKP oturmaz
Kazbek programda, Kılıçdaroğlu’nun TİP ve SOL Parti ziyaretlerini de Okuyan’a soru olarak yöneltti. “Bildiğim kadarıyla deprem çalışmalarıyla ve bu süreçte karşılaşılan baskılarla ilgili bir dayanışma görüşmesiydi. Seçimlerle ilgili bir yanı yoktu.” diyen Okuyan, kendilerine de teklifle gelindiğini ancak Osmaniye ve Antakya ziyaretleri sebebiyle ileri bir tarihte mümkün olabileceğini ilettiklerini ifade etti ve “Biz tabii ki ziyarete açığız, görüşür ve düşüncemizi paylaşırız ama şunun bilinerek gelinmesi gerekir. Akşener’in kalktığı koltuğa TKP oturmaz. Kendinizi bu kadar büyük görmeyin denebilir. Biz Akşener’in koltuğuna oturmayız, bu kadar net. Onun bıraktığı boşluğa sosyalistler girmez, bizim yerimiz değil orası.” dedi.
“Sosyalist Güç Birliği’nin kuruluş amacını zedeleyecek her girişime itiraz ederiz”
Sosyalist Güç Birliği’nin de konuşulduğu programda Okuyan, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Altılı masadaki herhangi bir gelişme bizim stratejimizi değiştirecek bir gelişme olamaz. Sosyalist Güç Birliği’nin ilkelerini savunmaya devam ediyoruz. Kurucu öznelerinden biriyiz. Parti olarak çok uğraştık bu iradenin ortaya çıkması için. Dolayısıyla çok titiz davranıyoruz. Öte yandan aynı titizliği müttefiklerimizden de bekleriz. İttifakların ülkedeki inandırıcılığı azalmışken buna tuz biber ekmek istemiyorum. Ama SGB’nin kuruluş felsefesi, kuruluş harcı CHP ve HDP’den bağımsız bir sosyalist çizgiyi geliştirmekti. Bu, bu yapılara karşıtlık üzerinden kurulduğu anlamına gelmiyor ama onların gölgesinin düşmediği bir hat olmak zorunda. Bu hattı zedeleyecek her girişime, her açıklamaya itiraz ederiz. Bunu söylemek zorundayım. Bunun dışında hep söylediğimiz laiklik, antiemperyalizm ve sermaye karşıtlığı ilkelerimize ek Erdoğan’ın yeniden kazanmasına yardımcı olmama sorumluluğumuz da var. TKP burada durmaya devam ediyor.”
“Deprem sonrası devletin en organize çalışmasını Osmaniye’deki karşılamada gördük”
Okuyan son olarak geçtiğimiz gün Osmaniye ve Antakya’ya gerçekleştirdikleri ziyaretten izlenimlerini aktardı. İki kez polis operasyonuyla üyelerinin gözaltına alındığı Semt Evi’ne TKP heyetiyle birlikte ziyarette bulunan TKP Genel Sekreteri, depremin başından beri bölgede tanık olduğu devletin yürüttüğü en organize çalışmanın Osmaniye’de olduğunu söyledi. “TOMA’lar, çevik otobüsleri, dronelar, bir sürü sivil polisle karşıladılar bizi. Valilik o sırada genelgeler çıkardı. Deprem sonrası hala organize olamayan devlet, bizi bir mahalleye sokmamak için epey çaba harcadı. Dün sadece TKP’yi durdurmak için yaptıkları operasyona harcadıkları muazzam kaynağı o yoksul mahallenin ihtiyaçları için kullanabilirlerdi.” ifadeleriyle durumun trajikomik tarafını vurgulayan Okuyan, TKP’nin orada ördüğü dayanışma çalışmalarındaki son durumu detaylı bir şekilde aktardı.
KAYA: MÜBAREK GECELER BİZLERE KULLUK BİLİNCİNİ HATIRLATIR