Ressam Serpil Uysal “INS Diaspora Anısına” Resim Sergisi Açtı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Alaca Belediyesinin açtığı “Alacanın 100’ü” konulu resim sergisinde ressam Serpil Uysal’In “INS Diaspora Anısına” isimli kişisel resim sergisi yer aldı.
AHL Parkta 15 Ekim tarihinde açılan sergiyi Çorum ve Alaca protokolleri ile birlikte köy okullarında ve Kur’an Kursunda okuyan 150 öğrencide sergiyi gezdi.
Cumhuriyetimizin 100. Yılı etkinlikleri kapsamında “ALACA’nın 100’ü” Fotoğraf Sergisine Vali Yardımcısı Tamer ORHAN, AK Parti Çorum Milletvekili Yusuf AHLATÇI, Çorum İl Emniyet Müdürü Arif PEHLİVAN, Çorum İl Jandarma Komutanı Naim ÇETİNKAYA, AK Parti İl Başkanı Murat GÜNAY, Kaymakam Hicabi AYTEMÜR, Belediye Başkanımız Halil İbrahim ŞALTU, AK Parti İlçe Başkanı Ragıp AĞAÇDAN, İl Genel Meclis Üyesi Dursun KAYA, Belediye Başkan Yardımcımız Fatih ARSLAN ve daire amirleri katıldı.
Alaca Belediyesinin desteklediği ve BAPKOB tarafından da desteklenen Ondokuz mayıs unıversitesi sanat ve tasarım programı, sanatta yeterlik öğrencisi Serpil Uysal’ın “Kültürel Doğanın bozulması ve Diaspora” sergisinde;
Önemli tarihi olayları ele alan bunları tuale yansıtan ressam Serpil uysal, yakın tarihten itibaren ve halen kanayan yara olarak olarak devam eden ortadoğudan, Kafkaslara, Bosnadan Kıbrısa ve günümüz gençleri, insanlarının yaşamlarına değinerek yok olan değerlere atıfta bulundu.
Ressam Uysal, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı;
İns, Üns ve Nisyan köklerinden Müteşekkil bir varlık olarak çevresiyle ünsiyet Kuran alışan ve aynı zamanda şimdiyi yaşayabilmek için unutandır.
Yaşam sahnesine gelir ve bir gün gideceğini bildiği halde unutur.
Bu unutmakla dünyaya uyum sağlar konfora çabuk alışır hep daha fazlasının peşinde oyalar kendini alışır. Çünkü kabullenmek normalleşmek ve uyum sağlamak eğilimindedir. Unutulur, Çünkü acılar yaralar ve ölümler ağırdır yaşananlar zamanla zihinlerde silikleşir ki yaşam devam etsin Ancak insan canlı bir varlık olarak fizyolojisi ve biyolojisinin ötesinde ruhsal bir varlıktır. Anlam arar varoluşunu sorgular düşünür, düşündüğünü eyleme geçirir kendini gerçekleştirme gayesi taşır nihayetinde insan unutan ve alışandır. Fakat yine o insandır ki neyi unutacağını ve neye alışacağını tercih eder varlamak üzere inşa edilen medeniyetle yok etme üzerine kurulan sistemlerin insan kavramına ve yaşama daha iyi yaklaşımı farklıdır. Hoşça Bak zatına söylemiyle insana hürmetle yaklaşma kendini bilme ve bütün bir parçası olma Telkin edilirken yok etmek üzerine inşa edilen sistemlerde Kadim kültürlerin mekan ve zaman ile kurdukları ünsiyet bağı koparılmaktadır.

21. yüzyılını yaşadığımız dünyamızda bilim, teknoloji ve sanat gibi kültürel dinamikler güç odaklarının elinde araçsallaştırılırken politik, ekonomik, siyasi, askeri pek çok dinamik insan yaşamını toplumsal varoluşu ve kültürel dokuyu etkilemektedir.
    Güç odaklarının ele geçirme ve sahip olmak hırsları yüzünden dünya üzerindeki nice coğrafya özgürlük barış ve adalet vaatleriyle işgal edilmiş Mezalim uygulanmıştır. Barış söylemlerinin artırıldığı dönemlerde gerçekleştirilen silah satışları evrensel insan hakları vurgusuna karşı egemen devletlerce işlenen insanlık suçları resmin bütününü ve medeniyet kavramına yüklenen anlamı ortaya koymaktadır.
    Devlet politikalarıyla ötekileştirilen savaş katliam ve soykırımları yok edilmekte kalanlar Göçe maruz bırakılmakta kendi topraklarında ve diasporada asimülasyon politikaları altında yaşam sürmektedir.
    Yok etmenin sistematik sirkülasyonu aşama aşama gerçekleştirilir. Kaybedilen yaşamlar rakamlaşır kültürel varlıklar hafızalardan silinir. Değerleriyle yaşam mücadelesi verenler için yeni kültürlerin normlar dayatılır ve halklar asimile edilir.
    Bireyselliğin kutsal, kutsallığı haz ve hız odaklı modern yaşamlarda modem gündem hemen değişir yeni bir gündem pazarlanır sunulur acılar önemsizleştirilir normalleştirilir. Hafızalardan silikleşir ve unutulmaya yüz tutar. Karanlığın, merhametsizliği ve doyumsuzluğu tarih boyunca sahneye verir. İnsan onuru tarih boyunca ölmeye devam eder.
    15 parçadan oluşan serginin ik çalışması geçmişten günümüze Savaş , Sürgün, göç ve soykırıma uğramış halkları ve kültürel değerlerini temsil etmektedir.
    Birbirinden farklı tarihlerde veya coğrafyalarda gerçekleştirilen mezalim gerçekleştirildiği bölgenin halkına yönelik değil İnsan onuruna ve kültürel varoluşa yöneliktir. Acılardan ders alınmadıkça rahata alışındıkça geçmiş unutuldukça yaşanan zulüm tekerrür edecektir. Unutmak eyleminin nasıl gerçekleştiği sorgulandığı diğer 4 çalışmada günümüz dünyasında yaşanan haz ve hız odaklı tüketim kültürü yansımaktadır. Kültürel yozlaşmayı temsil eden bu 4 eserle kontrastik vurgulanmakta yaşanan acılara dair kayıtsızlığa ve duyarsızlığa dikkat çekilmektedir. Karışık tekniğin kullanıldığı çalışmalarda toplumun belleğinde yer alan göç, sürgün ve soykırımların bireysel dünyalarımızda hatırlanması içselleştirilmesi yeniden tesiroluşturması, halkların kültürel değerlerini ve kimliklerin yaşam yaşatma mücadelesinin farkındalığına dair bilincin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.