“Kutsallarımızdan Elinizi Çekin”

“Kutsallarımızdan Elinizi Çekin”

Sultan Samut ocağı yol evlatları, Samut Baba Tekkesi’nde mermer ocağı yapılmasına tepki gösterdi.

Açıklamada, “Samut Baba bir inanç merkezidir. Aleviler açısından ocağı, talibi, ikrarı olan sadece bölge halkının değil, tüm yurttan ziyaretçilerinin olduğu kutsal kabul edilen bir inanç merkezidir. Açılan mermer ocağı Sultan Samut’a, Samut Babaya bir saldırıdır” denildi.

Sultan Samut ocağı yol evlatları, “Samut Baba Tekkesi’nde mermer ocağı istemiyoruz’ şiarı Sivas Kangal’da bulunan Samut Baba ziyaretine ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamaya; Ankara Dersimliler Derneği, Tuzluçayır Cemevi, Cemal Şahin Dede ve birçok yurttaş katıldı. Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi’nde yapılan açıklamayı Sultan Samut Ocağı Yol evlatları adına Hakan Samut okudu.

DAD: SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

DAD Ankara Şube Başkanı Mustafa Karabudak, “Yaklaşık bir yıldır bu proje devam ediyor. Siyasi iktidar Alevilerin yoğun olduğu, inanç merkezlerimizin olduğu yerlerde, inancımıza karşı projeler geliştiriyor. Kutsal alanlarımaza HES’ler ile, barajlar ile, maden aramaları ile bizlere göç politikalara uyguluyorlar. Açılmaması için, oradaki insanlarımıza, dogamıza, inancımıza zararlı olacağına dair yaklaşık 1 yıl önce mahkeme açılmış, buna rağmen çalışma devam ediyor” diyerek kurumsal olarak süreci takip edeceklerini kaydetti.

“KUTSALLARIMIZDAN ELİNİZİ ÇEKİN”

Sivas-Kangal Tekkeköy’de bulunan Samut Baba türbesinin olduğu alana yapılması planlanan mermer ocağının çevreye, doğaya, suya, yaşam alanlarına ve Samut Baba’ya zarar vereceğini belirten Hakan Samut, “Samut Baba bir inanç merkezidir. Aleviler açısından ocağı, talibi, ikrarı olan sadece bölge halkının değil, tüm yurttan ziyaretçilerinin olduğu kutsal kabul edilen bir inanç merkezidir. Açılan mermer ocağı Sultan Samut’a, Samut Babaya bir saldırıdır. Açılacak olan mermer ocağı köydeki yaşam alanlarına zarar verecektir. Samut Baba türbesinin etrafında bulunan su gözeleri kuruyacak ve Samut Baba ile özdeşleşen su gözelerinde yaşayan balıklar yok olacaktır. Samut Baba türbesinin hemen yanında 730 yıllık dut ağacı vardır. Bu dut ağacı Orman Genel müdürlüğü tarafından koruma altına alınmıştır. Bu Dut ağacı da maddened etkilenecek, zarar görecek, kuruyacak ve yok olacaktır” dedi.

“YOLUMUZA, İNANCIMIZA AÇIK BİR SALDIRIDIR”

Hakan Samut, geçimini tarım ve hayvancılık ile sağlayan köy halkının zarar gördüğünün altını çizerek, “Madenin tozundan köyde tarım bitmek üzeredir. Meralar işgal edilen ve madene açılan alanlarla birlikte hayvancılık bitecektir.Köy halkı ve çevre sakinleri tarafından büyük tepkiyle karşılanan bu proje yargıya taşınmış ancak bilirkişi raporu ve mahkeme kararı beklenmeden iş makinaları çalışmaya başlamıştır. Bu kutsal mekanımıza, yolumuza, inancımıza, değerlerimize, ocağımıza açık bir şekilde saldırıdır. Maden ocaklarının çevreye verdığı zararı İliç’ten Kazdağları’ndan, kuruyan ırmaklardan, yok edilen göletlerden, katledilen ormanlardan, bitirilen yaşam alanlarından biliyoruz. Tekke Köyü’ne, Samut Baba’ya açılan maden ocağı da aynı sonuçları doğuracak, yaşam alanlarına ve Samut Baba’ya zarar verecektir. Samut Babanın türbesinin yanındaki su gözeleri Tekke Köy’ne ve çevre köylere hayat vermektedir. Su gözelerinin yok olmasıyla tarım alanlarında kullanılan su yok olacaktır” diye ekledi.

“SAMUT BABA SAHİPSİZ DEĞİLDİR”

Samut Baba’ya yapılan maden ocağının derhal kapatılması gerektiğini vurgulayan Samut, “Samut Baba bir inanç merkezidir. Aleviler tarafından kutsal bir mekan olarak kabul edilir. Kutsal mekanlarımızdan, ecdadımızdan, ocağımızdan, pirimizden kirli ellerinizi çekin… Samut Baba sahipsiz değildir” diyerek tepki gösterdi.

“KÖY, MERMER MADENİ İLE İŞGAL ALTINDA”

Yol yürütücüsü Cemal Şahin ise Aleviliğin 72 millete bir nazardan baktığını belirterek, iktidarın bu doğa talanından bir an önce vazgeçmesi gerektiğini, bu uygulamalar ile topluma, doğaya ve canlılara zarar verildiğini söyledi.

Tekke Köyü’nden Zafer Tekkelioğlu, “Doğup, büyüdüğümüz köyümüz mermer madeni ile işgal altında. Köyümüz çevre köyler arasında, Sivas’ta doğa anlamında en güzel köydür. Özellikle şu kaynakları bakımından. Su kaynaklarının bir kaç şirketin kârı için feda edilmesine karşıyız. Mermer olmadan da, altın olmadan da insanlar yaşamlarını devam ettirmiştir. Toprak olmadan, canlı olmadan, hayvan olmadan yaşamak mümkün değil diyoruz. Biz mermere ya da üretime karşı değiliz ama biz sürdürülebilir, herkesin yararlanabileceği ekonomik politikalar istiyoruz” dedi.